İntihar davranışı, bir halk sağlığı sorunu olacak kadar sıktır. Dünyada 100 bin kişiden 12’si, Türkiye’de 100 binde 7,5 kişi intihar ederek ölüyor. Ülkemiz dünyaya göre orta sıralardadır; ancak 1970’lerden beri artış trendindedir. Trafik kazalarından daha fazla kişi intihar ederek hayatını kaybetmektedir. Önlenebilir bir ölüm sebebi olması ve geride kalanlara ağır yükler bırakması nedeniyle önemlidir.
İntihar davranışının altında birçok faktör yatar. Psikiyatrik hastalıklar gibi biyolojik faktörler; dürtüsellik, öfke, ümitsizlik, problem çözmede başarısızlık gibi psikolojik faktörler; kültürel özellikler, toplumsal baskı, şiddet, ekonomik zorluklar gibi sosyal faktörler rol almaktadır. Özellikle yaşlılarda ve düşünmeden hareket eden, yaşam deneyimi az, alternatif üretmekte zorlanan ergenlerde intihar riski artmaktadır. Yine intihar araçlarına ulaşımı kolay, travmatize olan ve mesleğini etkileyeceği endişesiyle tedaviye başvurmayan polislik, askerlik, doktorluk gibi meslek gruplarında risk fazladır.
Tamamlanan intihar girişimlerinin altında, depresyon ve alkol-madde kullanımı başta olmak üzere, %90 oranında psikiyatrik hastalıklar yer almaktadır. Tamamlanmamış intihar girişimlerinin yaklaşık yarısını ise psikiyatrik hastalık olmadan kişiyi zorlayan, başa çıkamadığı, çözümleyemediği, ümitsizliğe kapıldığı psikiyatrik kriz denilen yaşam olayları tetiklemektedir.
İntiharların önemli bir kısmı gerçekleşmeden önce fark edilebilir. Gerçekten ölmek isteyen kişinin bunu saklayacağı düşünülür; ancak bu düşünce yanlıştır. İntihar edecek kişiler bu durumu söylerler veya ima ederler. Ölümle ve hayatın anlamsızlığıyla ilgili konuşabilirler, mutsuzluklarından hayattan keyif almadıklarından bahsedebilirler, eşyalarını dağıtmak, borçlarını ödemeye çalışmak gibi davranışlar sergileyebilirler. Ancak insanlar konuşulursa ben aklına sokarım, yapmayacağı varsa da yapar şeklinde düşünerek bu konuları konuşmaktan çekinmektedirler. Aksine bu konuyu konuşmak intihar riskini artırmamaktadır. Akıl vermeden, çözüm önerisi sunmadan, küçümsemeden bu kişilerin dertlerini anlatmasına izin vermeli, kendimizi onun yerine koyarak neler hissettiğini hissederek dinlemeliyiz. Konuşmaktan korkmamalıyız.
İntihar davranışının önemli yönü büyük bir kısmının önlenebilir olmasıdır. İntihar düşünceleri dalga gibidir bazen şiddetlenir bazen hafifler; ancak en şiddetli olduğu anlarda bile kişiyi hayata bağlayan bir taraf hala vardır. Kişi iki zıt duyguyu aynı anda yaşar. Çünkü bütün canlılar olarak yaşamaya programlıyız, bir hayatımız var ve bu çok değerli.
İntiharların önlenebilmesi için, 24 saat açık hatlar kurulmalı, sağlık hizmetlerine ulaşım artırılmalı ve sağlık hizmetlerinin kalitesi artırılmalıdır. İntihar riskinin değerlendirilebilmesi için polikliniklerdeki hasta yükü azaltılmalı ve mevzuatta yer alan psikiyatrik muayenelerin en az 15 dakika olması gerektiği kuralına uyulmalı. Bunu başta kaliteli hizmeti hak eden hastalarımız talep etmelidir. Ek olarak silah, ilaç gibi intihar araçlarına ulaşım zorlaştırılmalıdır.
Sağlık hizmetlerine ulaşımın önündeki engellerden biri damgalanmadır. İntiharların önemli bir kısmının altında psikiyatrik hastalıkların yattığından bahsetmiştik. İntiharların önlenmesindeki en önemli silahımız psikiyatrik hastalıkların tedavisidir. Ancak damgalanma sebebiyle insanlar bu tedaviye başvurmamaktadır. Aslında neredeyse her dört kişiden biri hayatının bir evresinde psikiyatrik hastalık yaşamaktadır. Bu durum utanılacak veya acınacak bir şey değildir. Hipertansiyon, diyabet gibi sadece bir hastalıktır. Zor durumda olduğumuzda bir doktora başvurmak gayet normaldir. Bir diğer önemli nokta, sanılanın aksine depresyon ilaçları bağımlılık ya da tüm gün uyutma yapmamaktadır. Ancak bu ilaçların etkisi 3-4 haftada çıkmaktadır. O yüzden sabırla ve düzenli şekilde ilaçların önerildiği gibi kullanılması gerekmektedir.
İntiharların önlenmesinde bir görev de medyaya düşmektedir. Mümkünse intihar haberleri medyada yer almamalıdır. Yer alması gereken, halkın genelini ilgilendiren bir olaysa küçük puntolarla, fotoğraf kullanılmadan, ayrıntılara yer verilmeden, romantize edilmeden, özendirilmeden verilmelidir. Bu haberlerden birilerinin etkilenebileceği düşünülerek sorumlu davranılmalıdır. Bu haberin sonuna ise intihar dışında neler yapılabilirdi şeklinde öneriler yazılmalıdır.
Toparlayacak olursak sizde ya da bir yakınınızda intihar düşünceleri olduğu zaman bunun çaresiz bir sorun olmadığını, bu düşüncelerin gelip geçici olduğunu, hayatın değerli olduğunu hatırlamalı ve bir psikiyatri doktoruna başvurmalısınız. Doktorlarımıza güvenmeli, önerilen tedavilere sabırla uyum sağlamalısınız. Toplumdaki intihar sorununun önlenmesi için ise Sağlık Bakanlığı’na ve medyaya sorumluluk düşmektedir.
Not: Bu yazının hazırlanmasında Prof. Dr. Halise Devrimci Özgüven’in Psikiyatriden Gündeme isimli Podcast kanalına yaptığı konuşmadan ve Kriz dergisinde yer alan “Konuşmaktan Korkmayın!” isimli haberden yararlanılmıştır.
Uzm. Dr. Umut Türk
Bei wirkenden Potenzmitteln Viagra, Cialis und Levitra ist Hamburg ganz vorne dabei. Rezeptfreie Lieferung auch in Ihr Hotel kann dabei die deutsche Online Apotheke diskrete-apotheke24 sicher erledigen. Den heißen erotischen Spaß mit einer hübschen Hamburgerin steht dann nichts mehr im Wege.