Aklını Kullanan ve Kullandıranlar

İnsanlar ikiye ayrılır: Aklını kullananlar ve aklını kullandıranlar.
Aklını kullananlar üretgen, aklını kullandıranlar ise tüketgendir.
Aklını kullanan yerine göre imalatçı, yerine göre üretici, bazen de keşifçidir.

Aklını kullananların kendilerini aşan hedefleri olduğu gibi, başkalarının sıkıntılarını da kendilerine dert edinir, yani diğergâmdırlar. O sebepten dolayı, bu özellikleriyle de diğerlerinden ayrılan bir insanî tarafları var onların.

Sâdî Şirazî’nin, ’“Başkalarının çekmiş olduğu sıkıntılara karşı bigâne ve gamsız kalanlara insan denemez” sözü aklı olan akılsızlaradır.

Bizim yörenin kadınlarının kargışlarından birisi, “Bildiğince çekesin!”dir. Yani bildiğin/bilgin kadar derde düşesin veya çile çekesin, demektir. Dervişlerin birbirlerine duası da; “Allah ecrini artırsın!” şeklindedir.

Akledenlerin derdi var insanlık kadar. Onlar âşıktır. Âşığın dermanı çektiği derttedir. Yaptıklarının ecri için kula minnet eylemez, bundan dolayı kınayanların kınamasına da aldırış etmezler.

O, akılsız olduğundan dolayı değil, kafa konforunu bozmak istemediğinden, herhangi bir konuyla ilgili akletme ve karar verme işini, gölgesinde yürümeyi bir maharet zannettiğine bırakmıştır.

Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna onun “akıl hocası” karar verir. O, oldum olası başkasının ağzıyla konuşur, vekaleten “düşünür” ve eylem yapar.

Aklını kullanan üreticidir; ürettiğiyle gururlanır. Aklını kullandıran iyi bir tüketicidir. O, tükettiğiyle kibirlenir, caka satar.

Birileri ona, “Her ne kadar sizin büyükleriniz, merak ilmin hocasıdır, dese de, sen olur olmaz şeylere meraklanıp tatlı canını sıkma,” demiş.

Meraktan gece gündüz araştırma yapmak, incelemek, yeni şeyler icat etmek bizim işimiz,  olsun. Biz imal edelim, siz kullanın. Biz yapalım, biz satalım; siz alın, siz tüketin.

Birileri aklını kullanamayanlara; “Siz düşünmeyin! Biz düşünelim. Siz de bizim düşüncelerimizi paylaşın,” demiş.

Bir “baş”a tabi olanlar, nakilci ve ezbercidir. Birileri onun için düşünmüş ve onun adına yolu belirlemiştir. O, söyleneni yapmak, gördüğünü taklit etmek ve işaret edilen yöne gitmekle görevlendirilmiştir.

Akıl hocası, onun aklını manevî kavramlarla çeler, millî kavramlarla ayaklandırıp cepheye sürer.

Aklını kullandıranın lügatında, “Acaba?” ya da “Niçin?” gibi sözcükler olmaz. Aksi taktirde büyüğüne itaatsizlik etmiş, onun hatalardan münezzeh olduğundan şüphe etmiş olur.

Aklını kullanan, kendi hür iradesi ve aklıyla hareket eden öğrenen, araştıran ve sorgulayan ve sorumluluk taşıyandır.

Okuma Sayısı 22
0Shares

Konu“Aklını Kullanan ve Kullandıranlar

  1. “Allah aklını kullanmayanları pisliğe mahkûm eder!” (Yunus, 10/100) Aklını kullanmayan bir toplumun ıslahı da iflahı da mümkün değildir. Kul ve köle olmaya mahkum olur. Elinize sağlık. selam ve dua.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0:00
0:00